KASIDER
Başkanı Sema Tüfekçiler, tecrübeli isimlerle yaptığı röportaj serisine
Aksigorta Strateji, Dönüşüm ve Dijital Kanallar Genel Müdür Yardımcısı Esra Öge
ile devam ediyor. Öge, “İnovasyonun öncelikli olarak müşteri ihtiyacına yanıt
vermesi ve ölçeklenerek ticari değer yaratması gerekir” dedi.
KASIDER
Başkanı Sema Tüfekçiler, tecrübeli isimler ile yaptığı röportaj serisine
Aksigorta Strateji, Dönüşüm ve Dijital Kanallar Genel Müdür Yardımcısı Esra Öge
ile devam ediyor. Öge, “İnovasyonun öncelikli olarak müşteri ihtiyacına yanıt
vermesi ve ölçeklenerek ticari değer yaratması gerekir” dedi.
Karmaşıklığın
her geçen gün arttığı hem toplum hem de iş dünyası açısından büyük çaplı
değişimlerin yaşandığı bir çağda yaşıyoruz. Yaşanan bu değişimi 3 ana başlıkta
özetlememiz gerekirse; ilk olarak insanlık olarak biz değişiyoruz.
Yaşantılarımız, alışkanlıklarımız, iletişim kanallarımız, tepkilerimiz,
beklentilerimiz, kullandığımız ürünler, karar kriterlerimiz değişiyor.
Değişimin
bir diğer tetikleyicisi ise teknoloji. Bilgiyi biriktirmek, ona ulaşmak,
kullanma şekillerimiz ve kullandığımız araçlar yani teknoloji artan bir hızla
gelişiyor. Bu teknolojiler hızlıca ölçeklenerek ulaşılabilir maliyetlerle
hayatımıza dahil oluyor. Bunların bir sonucu olarak da, iş yapış şekillerimizi
gözden geçiriyor, yeni iş modelleri, yeni oyun alanları belirlemeye ihtiyaç
duyuyoruz.
Sigortacılık
gibi köklü bir endüstride; bir taraftan mevcut kurumlar pozisyonlarını korumak
için bu değişime adapte olmaya çalışırken; bir taraftan da insurtech
ekosisteminin olgunlaşmaya başladığını görüyoruz. Müşteri ihtiyacını karşılamak
üzere; yoğun teknoloji ve dijitalle çözümler üreten bu hızlı hareket eden
girişimcilere 2019 yılında yapılan yaklaşık 6.5 milyar dolarlık yatırım da
bunun güçlü bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Global
seviyede insurtech’lerin ağırlıklı olarak satış, pazarlama değer önerileri ile
hasar ve operasyonel süreçlerde çözümler üretmeye yoğunlaşmış durumda. Bu alanlara
ek olarak, sigorta sektörünü doğrudan ve dolaylı bir şekilde etkileyen
otomotiv, akıllı ev sistemleri, sağlık hizmetleri gibi alanlarda faaliyet
gösteren girişimciler de bulunuyor. Sigorta sektörü olarak belli başlı
kalıpların dışına çıkarak, müşteri ihtiyaçlarının etrafında şekillenen çözümler
sunabilecek girişimcilere de ihtiyaç duyuyoruz.
İnovasyonun öncelikli olarak müşteri
ihtiyacına yanıt vermesi ve ölçeklenerek ticari değer yaratması gerekir. Bunu
yapmak için de hepimizin yenilikçi düşünce yetkinliğimizi geliştirmemiz
gerekiyor. Hem müşterilerimizi hem de müşteri adaylarımızı yürekten dinlememiz,
ihtiyaçları karşılayacak değer önerileri oluşturmamız ve en önemlisi bunları da
hayata geçirmemiz gerekiyor. Müşterilerimizin yanı sıra elbette dağıtım
kanallarımızın, çalışanlarımızın, iş ortaklarımızın da ihtiyaçları da bizler
için büyük önem arz ediyor. Kapsayıcı inovasyonlarla, hedef kitlemizin
ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmalıyız.
Sigorta sektörü uzmanlık gerektiren,
güven üzerine kurulu, müşterilerinin ve iş ortaklarının ihtiyaç anında bunu
sağlayacak imkanları sunmayı gerektiren bir alan. Hepimiz öncelikle ‘basitlik
ve kolaylık’ bekliyoruz. İhtiyaçlarımızı karşılayacak ürünlerin bize doğru
şekilde anlatılması, aldığımız ürünün gerek kapsam gerekse de fiyat olarak
uygun olduğuna inanmamız, hasar sürecinde ulaşabildiğimiz ve olumlu deneyim
yaşayacağımızdan emin olduğumuz şirketlerle çalışmak istiyoruz. Tüm bu etmenler
bir araya geldiğinde müşteri sadakati kendiliğinden doğuyor.
Sektör
olarak özellikle teknoloji ve hasar süreçlerinde sektörümüzde insurtechler ile
çok sayıda işbirliği yapıyoruz. Robotik otomasyon, müşteri hizmetlerinde
kullanılan chatbot ve benzeri platformlar, analitik projelerde yoğun olarak
insurtechlerle işbirliği sağlıyoruz.
Bu
yıl itibarıyla İTÜ Çekirdek, sigorta özelinde bir platform oluşturarak öncü
kurumları aynı çatı altında topladı. Bu sayede girişimcileri yakından takip
etme, mentorluk etme ve işbirliği fırsatlarını değerlendirme şansına sahibiz.
Artan VC ve fonlama yapıları, geliştirilecek düzenlemelerle yatırım ve satın
alma işlemlerinin de artacağını öngörüyoruz.
İnsanı
odağına alan; ürün ve risk tanımlarının değiştiği; iyi tanımlanmış işlerin
makinelere yaptırıldığı; karar ve aksiyonlarımızın veri ve simülasyonlarla
anlık takip edildiği; tüm işlerimizin dijitalleşme ile ölçeklendirildiği; yeni
teknolojilerle işimizi baştan yarattığımız; diğer sektörler ile çok daha
işbirliği içerisinde çalışan bir sigortacılık görüyorum.
Ülkemizin
ve ekonomimizin potansiyeli ile birleştirdiğimizde; güçlü büyüyen, tüm paydaş
ve topluma her zamankinden daha fazla sürdürülebilir değer yaratan bir sektörde
varolacağımıza inanıyorum.